Resimlerin Sessiz Çığlıklarına Kulak Verelim
Yetişkinler yaşamı olduğu gibi görür ve değerlendirir. Oysa çocuk; dünyayı kendi
algıladığı biçimde görür ve bunları ifade etmeye çalışır. Yani, resim yoluyla dünyayı
bize kendi açısından ve en kestirme yoldan özentisiz ve yalın bir yolla anlatır.
Çocuğu anlamak ve tanımlamak için kullanılan üç ana kaynak bulunmaktadır.
1) Bireysel raporlar
2) Gözlem
3) Projektif teknikler (Yansıtma teknikleri )
Üçü birleşerek bir çocuk hakkında bizlere doyurucu bilgiler
vermektedir. Resim bir projektif yansıtma tekniğidir. Rhoda Kellogg (1970)’a göre;
Çocukların sanatsal gelişiminde üç temel dönem bulunmaktadır.
1) Anlamsız basit karalamalar dönemi (2-3 yaş ) (Amaçsız karalamalar gözlemlenir.
2) Belirgin şekiller dönemi (3-4yaş)
Şekiller kesik karalamalardan tek ve basit şekillere dönüşmüştür,
3) Anlamlı şekiller dönemi
(4 yaş sonrası ) Çocuk resimleri artık anlamlandırmaya başlamıştır.
1-17 yaş arası çocuklarımızda Görsel Dil
YAPTIĞI RESİMLER ÇOCUĞU ELE VERİR
Bütün çocuklar güzelin çağrısına duyarlıdırlar, eğitimsel çabalar da bu eğilimi
geliştirmeyi amaçlarlar. Platon’un deyişiyle, “sanat eğitimciliği her şeyden önce
gelmelidir.” Çünkü kişiliğin biçimlenmesi ve ahlaksal doyumun gelişimiyle yakından ilgili
olan artistik ve estetik doyumun gelişmesini görsel sanatlar eğitimi sağlar. Çocuk
resimleri çocuğun nesnel dünya ile kurduğu ilişkinin ve o çevreyi değiştirme yolundaki
yaratıcı eylemin göstergesidir. Çocuk bireyin zekâsı, kişiliği, yakın çevresinde
yaşadıklarını ve iç dünyasını yansıttığı, olaylar hakkında duygu ve düşüncelerini ifade
ettiği yalın bir anlatım aracıdır. Psikolojik gereksinmelerin sonucu olduğu için psiko
-pedagojik açıdan çocuk bireyi daha iyi tanımamızı sağlar. Çocuklar, dile getirmekte
güçlük çektikleri duygu, düşünce ve gereksinimlerini çizgi yoluyla kolayca dışa
vurabilir.
Çizme-boyama-inşa etme gibi etkinliklerin yer aldığı karmaşık süreçte
çocuk birey çevresinde gördüğü birçok ayrı elemanı, anlamlı bir bütünlüğe dönüştürür.
Çizdiği resimler, kendisinden bir parçadır adeta. Resmi onun düşünüşü, duyuşu ve
görüşüdür. Kendisini anlatır: İzleyerek, işiterek, dokunarak algıladığı dış dünya ile ilgili
izlenimlerini, duygu-düşünce ve imgelemini anlatım formuyla görselleştirir. Form (şekil
-resim) algı ve imgelemin diyalektiğinden doğar.
Resim tasarım uygulama sürecinde çocuk birey,
kısa zaman içerisinde göz ile düşünme’ yetisi kazanır.
Yaptığı resim onun iç dünyası, düşünüş biçimi ve yakın çevresiyle olan sorunları
hakkında önemli ipuçları verir: Kullandığı kâğıdın büyüklüğü, figürleri kâğıda yerleştiriş
yansıtır. Dikkatli ve bu konuda bilgili bir gözlemci çocuğun yaptığı resmi inceleyerek
ruhsal durumunu ve kişilik özelliklerini saptayabilir. Örneğin
2-4 yaş karalama döneminde her çocuk el motor becerisine uygun çizer:
.
Çocuk birey hangi rengi seviyorsa, resimlerinde o rengi fazla oranda kullanır.
Okul ve okul öncesi dönemlerde çocukların kendilerini çizdikleri resimlerle ifade
ettikleri, koyu renkli boyalarla çizilen resimlerin karamsarlığı,
canlı renkli olanların ise mutluluğu yansıttığı bilinir. Çocuk ruh sağlığı
hekimleri resim sayfasının tamamını kaplayan çok büyük çizimlerin iç kontrol zayıflığı,
hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, korku ve saldırganlığı, küçük ebattakilerin ise ürkek
ve içe dönüklüğü yansıtabileceğini belirtirler.
Resimlerin ebatlarının yanı sıra kullanılan renklerin de düşünce ve iç dünyalarını
yansıtmada etkili olduğunu hatırlatan uzmanlar;
resimlerde kahverengi, siyah gibi koyu renkler ağırlıktaysa karamsarlığı, korkuyu,
kırmızı renk iddiacılığı, saldırganlığı, pembe, sarı, turuncu gibi sıcak renklerin ise
genellikle sevecen, uyumlu, işbirlikçi ve dışa dönüklüğü ifade edebildiğini kaydederler.
Çocuk gelişiminde artistik üretimin ilk evresi, çizgilerle başlar. Çizgi veya karalamalar;
keşfetmeyi, malzeme ve düşüncelerle denemelerin genel bir evresini tanımlar. Tarih
öncesi dönemlerden beri gerçekte çizgiler bütün sanatsal betimlemelerin temelini
oluşturur. Betimlemenin nasıl başladığını kabul eden ortak bir görüş, çocuğun
başlangıçta kalemle ya da pastel boya ile planlanmamış motor aktivitelerin yan ürün-
leri olan (ileri-geri hareketlerle, dairesel yollarla ya da defalarca kağıda kalemin ucu ile
bastırarak vurmak gibi) grafik ürünler üretmesidir. Örneğin; Kellogg (1969),1,5-2 yaş
arasındaki çocukların ilk başlarda yaptıkları karalamaların daha sonra bir dizi düzenli
şekiller haline gelerek ve aşama aşama ayırt edilebilir şekillere dönüşüp, sonra da ilk
simgesel çizimlerin 3-4 yaşlarında tamamen yapısal blokları oluşturan çeşitli
karmaşık şekillere dönüştüğünü iddia eder (Somerwille ve Hartley. 1994).
Tüm çocuklar ellerine geçirdikleri iz bırakan objeleri (kalem, pastel vb.) bir yüzeyde
hareket ettirerek, iz (leke) bırakmaktan ve çizmekten büyük zevk alırlar. Özel bir
motivasyon gerektirmeyen bu hareketler, çocuğun sanat ile ilk karşılaşmasıdır
Denetimsiz, omuzdan hareketli bu ilk çizgiler, çocuğun gelecekteki resimsel (artistik)
anlatımım başlangıcı olarak görülür. Bu eylem, ortalama bir buçuk yaşından itibaren
başlar. Çocuk resimlerinin temelini oluşturan ilk çizgiler, nokta vuruşları ile
başlar, daha sonra basit çizgilerden karalamalara dönüşerek doğal bir süreç izler.
ÇOCUK RESMİNDE GELİŞİM AŞAMALARI:
Çocukta bedensel ve zihinsel gelişime koşut olarak sanat faaliyetlerinde de gelişim
evreleri dikkatimizi çeker. Yüzeye yapılan ilk işaret-çizgi, sanat evresi olarak ergenlik
dönemine kadar gelişimini sürdürür. Her çocuk bir sanat evresinden diğerine aynı
zamanda ulaşamaz. Eğitim sistemimize uygun okullarımızda uygulanan kaynaştırma
eğitimiyle soysal ve duygusal güçlüğü olan, özel yetenekli veya zihinsel engelli
öğrencilerin benzer sanat evrelerini yaşayacağı düşünülemez. Ancak, genel gelişim
evrelerinde olduğu gibi, belli sanat evrelerinde de çocukların hemen hemen aynı
dönemleri yaşadıkları görülür.
Öz anlatımın ilk belirtileri:
1-Karalama Dönemi (2-4 yaş)
Çocuğun ilk karalama devresine geçişi, kas gelişimine, zeka, genel sağlık durumu ve
resim çizmeye ayrılan zamana bağlı olarak birkaç hafta veya birkaç ay erken ya da
geç olabilir.
Genel olarak normal bir gelişim sürecini izleyen her çocuğun içgüdüsel olarak
gerçekleştirdiği ilk eylemler rastgele, belirsiz, bilinçli olmayan, kontrolsüz karalamalar
şeklindedir. Bu karalamalar sınırlılık-mekan kavramı olmaksızın yüzeyin her tarafını
gelişigüzel kaplamaktadır. Olaylara, konulara ilişkin dikkat süreleri kısa ve değişkendir.
Çevrelerine olan merak, ilgi ve öğrenme isteği heyecanlı bir şekilde devam eder, fakat
çevresindeki nesnelerini işlevselliğini 1,5 yaşından önce kavrayamaz. 1,5 yaşından
itibaren çocuk birey nesneleri tanır ve pastel boyanın çiziktirmeye yaradığını anlar,
kitaplardan gösterilen resimlere karşı ilgi duyar, boya ve fırça bulduğunda ürkek bir
şekilde renkleri yan yana veya üst üste boyayabilir. Bu arada kas gelişimine paralel
olarak yer, duvar, kapı pencere ve masalar üzerine eline geçirdiği boya veya kalemler
ile düzensiz bir şekilde çizmeye başlar.
2-ŞEMATİK ÖNCESİ DÖNEM (4-7 yaş arası)
İlk benzetme çabaları:
Belirli bir biçimin geliştirilmesini içerir.
3-Şematik Dönem(7-9 yaş)
Bu dönemde çocukta belirgin bir kavram gelişimi görülür.
Çocuğun çizgileri çevresindekileri betimler/anlatır biçimde
sembolize etmek üzere hazırlanmıştır. Çocuk geliştirdiği bir figürü sık sık yineleme
girişiminde bulunur. Bu dönem resimlerinde çocuk ev dışı konulara yer verdiğinde
figürleri yerleştirmek üzere yatay bir yer çizgisi çizer. Beş bin çocuk resmini kapsayan
bir çalışmada 3 yaşındaki çocukların %1 inde yer çizgisine rastlanırken, bu oran 8 yaş
çocuklarında %96 ya ulaşmıştır.
Gerçeğe özenti:
4-BAŞKALDIRMA DÖNEMİ: (9-11 yaş arası)
Gerçeği taklit:
5-MANTIK -GERÇEKÇİLİK-DÖNEMİ (11 -13 yaş arası)
6- KARAR DÖNEMİ
Konuya ilişkin diğer sayfa içerikleri:
Doğru görüşle Deseninizi geliştirin
RESMİN TEMELİ DESENDİR. Desen: çizgi resimdir. Yetenek sınavları desen teknikleri gözetilerek yapılır. Doğru Görüş geliştirme-teknik çalışmaları sınav gününe kadar süreklilik gerektirir. Kalemi elinizden bıraktığınızda/çalışmalarınıza ara verdiğinizde tekniklerde unutmalarınız olur, bilgiler belleğe yerleşmez. KALEMİNİZ ELİNİZE AŞIK OLSUN. Potansiyel; planlı çalışarak, kurallı gurupla baskı altında ortaya çıkar. Hedefi olmayan gemiye hiç bir rüzgar eşlik edemez. HEDEFİNİZE KİLİTLENİN.…
Önsöz
Görsel Sanatlar Yetenek sınavlarına hazırlanan öğrenci ve velilerimiz, jpegi okumak için indirin veya tıklayınız. 1993 TEN BUGÜNE AKADEMİK ÇALIŞMALARDA DENEYİMLİ UZMAN EĞİTMEN GÖZETİMİNDE YETENEK SINAVLARINA ATÖLYE ÇALIŞMASINA İLAVE İNTERAKTİF DESTEKLE HAZIRLANABİLİRSİNİZ. GSM: 0505 7692626-0532 6681623 ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ: https://www.youtube.com/user/ngorsen/videos Yeni Atölyemizde hizmetinizdeyiz – 0505 7592626 KUŞ CAN’LI SANAT AFORİZMALARI
TSM-AKADEMİK EĞİTİM – YURT İÇİ VE YURT DIŞI GÜZEL SANATLAR LİSELERİNE, FAKÜLTELERİNE, BİLSEM RESİM SINAVLARINA HAZIRLIK EĞİTİMİ-Açık Kaynak
Güvenilir, dost ortamda, deneyimli sanat eğitmeni gözetiminde, “Doğru Resim Teknikleri ve Kuralları”nı öğrenerek güzel sanatlar sınavlarına hazırlık yarışında bir adım önde olabilirsiniz.
ÇOCUK RESİMLERİ İLE BİZLERE NELER SÖYLER…
Çocukların resimlerinde neler tehlike çanlarının çaldığına işaret eder?
BÜYÜKLÜK: Sayfanın tümünü kapsayan büyük resimler, çoğu kez iç kontrolü zayıf
olan saldırgan çocuklar tarafından çizilmektedir. Aşırı faal çocuklar, sayfanın tamamını
kontrolsüz şekilde kullanırlar. Ender olarak çekingen ürkek çocuklar zayıf benlik
kavramaları nedeniyle geniş figürler yer vermektedir. Daha güçlü olma arzularını böyle
dile getiriler.
KÜÇÜK ÇİZGİLER: Birkaç santimetre büyüklükte resimler çoğu kez korkak çekingen
çocukların ürünüdür. Küçük boyut onların çekingenliklerinin simgesi olmaktadır.
Saldırgan çocuklar ender olarak bu resimlere yer vermektedirler.
ABARTILI ÇİZGİLER:
Resimlerin aşırı büyük ve detaylı veya çok küçük çizim durumlarıdır ki bazen
bütünü kapsadığı gibi, organların tek tek çiziminde de görülmektedir.
Baş: Çok büyük başlar, zihinsel engellilerin veya daha başarılı olmak arzusu
duyan çocuklarda gözlenmektedir.
Ağız: Konuşma ve iletişim sorunu olan çocuklar, anne ve babasına bağımlı çocuklar,
büyük ve belirgin ağızlar çizebilirler.
Gözler: Göz bebeği olmayan boş ve anlamsız gözler görmeye bağlı öğrenme
sorunu olan çocuklarca çizilmektedir.
Ayaklar: Büyük ayaklar kendine güven duyma arzusunun bir göstergesidir.
Burun: Astımlı çocuklar solunumla ilgili sıkıntılarını burun resimlerini çok belirgin
çizerek belli ederler.
Kulaklar: Kuşkucu, duyma problemi olan çocuklar kulakları büyük çizerler.
Dişler: Dişler saldırganlığı ifade eder. İri çizilmiş dişler saldırganlığın ifadesi olabilir.
Eksik bırakılan çizgiler: Eksik bırakılan eller, kollar, bacaklar, ayaklar, burun, ağız;
güvensizliğin, destek arzusunun işareti olabilir.
Çocukların his dünyalarının anlaşılmasında yönerge verilerek çizdirilen resimlerin büyük önemi vardır. Bu resimler:
AİLE ÇİZ TESTİ
Testin amacı: Çocuğun aileyi nasıl algıladığını ve kendisini aile içinde nerede
gördüğünü öğrenmektir. Bu konuda sıkıntısı olan çocuklarla birebir ilgilenmek gerekir.
Testin uygulanması:
Çocuklara Pastel boya ve çizgisiz kağıt verilir ve aile resimleri çizmeleri istenir.
Ve çocuklar serbest bırakılır. Resim bitene kadar hiçbir yorum yapılmaz ve
resim yorumlama anahtarı verilerek yorum aile ile görüştükten sonra yapılır.
Testin yorumlanması:
-Çocuğun ailede en çok değer verdiği kişiler ön sırada yer alır.
-İkinci derecede önem taşıyanlar arka plandadır.
-Kağıda çiziliş sırası çocuk için taşıdığı anlama göre değişir.
-En çok sevdiği ve örnek aldığını en sola çizer. (onur basamağı)
-En son olanı en sağa çizer.
Aile bireylerinden en büyük çizdiği genellik önemli gördüğü kişilerdir
-Çocuk çatıştığı kişileri sayfanın dışına veya arkasına atabilir.
-Çatışma çok büyükse ona hiç yer vermeyebilir.
-Özenle boyanan kişi deneğin en çok değer verdiği kişi olabilir.
-Çirkin boyananlar veya boyanmadan bırakılanlar daha az öneme sahiptir.
-Çocuğun kendini resimde çizmemesi kendini ailede değersiz hissetmesi
yanında, ressamın kendini resme koymaması olarak da algılanabilir.
YARATICI EYLEMDE GENÇLİĞİN BUNALIMI (13 yaş üstü)
Çocuk birey büyüyüp olgunlaştıkça yaşı ve kişilik özellikleri nedeniyle daha ayrıntılı ve
oranlı çizmeye başlar. Bu yaşlardaki çocuk artık toplumun bir üyesi olduğunun
bilincindedir ve bu bilinç çizgilerine yansımaya başlar. Bu dönemdeki çocuğun daha
önceki çalışmalarına oranla daha ayrıntılı çizgiler çizdiği ve daha gerçekçi bir
yaklaşımda olduğu gözlenir. Çocuk, ayrıntıya ilgi duyarken, giderek özgürce çizimden
uzaklaşır. Resimlerini göstermekten hoşlanmaz, onları açıklamaz. Artık renkleri
gelişigüzel seçmek yerine, gerçeğe uyan biçimde seçmeye başlar. Çocuk bireyin
resimlerinde korku, güven, güvensizlik, sevgi gibi unsurlar yer alıyorsa; bunlar onunla
ilgili ipuçlarını verir. Sözlü iletişim kurmakta güçlük çeken çocukları tanımada, “neyi,
neden yaptığı” sorulduğunda çizdiği, boyadığı şekiller onu tanımlamada yardımcı olur.
Çünkü çocuklar çoğu zaman anlatmak istediği ancak anlatamadığı şeyleri resimlerine
yansıtırlar. Bunlar; korku veya görülen bir kabus olabileceği gibi anne-babaya veya bir
arkadaşa karşı duyulan sevgi de olabilir.
Çocukların anlatamadıkları duygularını
resimlerle ifade etmelerindeki en büyük etkenlerden birisi ilgi isteğidir. Resimleri
yorumlamak, çocukla iyi iletişimin başlangıcıdır. Çocuk psikolojisi Uzmanları, resim
yaşı ve kişilik özellikleri nedeniyle sözlü iletişim kurmakta güçlük çeken çocuğun
kendisini yansıtmasında, olaylar hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade
etmesinde yalın bir anlatım aracı olan resmin öneminin büyük olduğunu ifade ederler.
Uzmanlar, sorun varsa bir psikiyatriste danışılması gerekliliğine dikkat çeker. Çocuğu
anlamak için onunla arkadaş olmalı ve çocuğun tanınmasında onu bir bütün
olarak ele almalıdır.
Psikolojik tanı aracı olmasının ötesinde, yaratıcılık potansiyelini kamçılaması açısından
da resim desteklenmesi gereken bir etkinliktir. İnsanın doğasında ve içgüdüsel olan
oyun ile sanat arasında kurulan ilişki birçok düşünür tarafından ele alınmıştır:
– Piaget’e göre; “Resim yapmak çocuk için simgesel bir oyundur. Çocuğun bu oyunda
ortaya kovduğu şey onun duygusal-algısal ve düşünsel-ussal yaşamıyla ilgili
imgeleridir.” Sanat eğitimi çocukların öz-güvenini kazanmada katkıda bulunan
ve yaratıcılığını geliştiren bir eğilimdir.
Çocuk gelişiminde görsel sanatlar-resim eğitimi;
eğitimin en az diğer süreçleri kadar önemlidir. Resim tasarım uygulama sürecinde
çocuk birey kısa zaman içerisinde ‘göz ile düşünme’ yetisi kazanır. Soyut düşünme
ye giden yolu açar. Bu yolla öğrenmesi güçlenir. Çocuk resimlerinde ruh bilimsel
ve gelişimsel yaklaşımların temelinde, çocuğun çok yönlü gelişimi yatar.
(Kırışoğlu 2002.56)
Çocuk bireyde “Bilgi, bilinç ve dürtülerin” dengede olmasından oluşan ruhsal özgürlük,
sanat eğitiminde, tasarım ve uygulama gücünün geliştirilmesine ortam hazırlar.
Çocuk gelişiminde sanat eğitimi verme arayışı bilgi çağının gereğidir. Bilgi çağında,
çocuğun çağdaş sanat eğitimi için, çocuğun dilini anlayan, psikolojik analiz
yaklaşımında bulunan, onlardan gelecek mesaj sinyallerini çözümleyebilecek, bilgi ve
duygu donanımlı sanat eğitimcisi olmak gerekir. Bilgi çağını takip etme endişesini
yaşayan insan, doğal olarak en son gelişmeleri göz önünde bulundurarak yeni araç
gereçleri tanımayı, tanıtmayı, ilk öğreneni ve öğreteni olmayı ister. Bu nedenle çağcıl
gelişimlere açık bir çocuk birey için resim eğitimi kaçınılmaz bir durumdur.
Kullanılacak yöntemlerle, çocuk gelişimine katkıda bulunmak amacıyla resim eğitimi
umulandan daha çok sonuç verecek özelliktedir. Resim eğitimi çocuk bireyin öncelikle
duygusal gelişimine olumlu katkılarda bulunur. Buna paralel olarak akıl ve
zekâya dayalı olarak irade ve tercih haklarını daha isabetli kullanma yetisi kazandırır.
Günümüzde sanat eğitiminin önem kazanması, tasarım gücünün, uygulama alanı
bulması ile de ilgilidir.
– Freud’a göre; sanatı, zevklenmek için türetilen bir güç olarak betimler. O’na göre
sanat, çocukluk devresindeki oyunların bir devamıdır. Okul öncesi döneminden
başlayarak lise çağına kadar resim çalışmalarında kullandığı malzeme ve teknikler
onun ‘göz ile düşünme’ oyun alanını kurar. Parmak boyası, tuz seramiği, şeker boyası,
katlama tekniği, baskı çalışmaları, karakalem, sulu boya-guaj boya-pastel boya, ebru
boya, Kolaj-yeniden yapılandırma vb. karışık teknikler, baskı ve kazıma teknikleri,
duvar resmi, kağıt hamuru, kil çalışmaları, vitray, alçı, rölyef ve grafiksel tasarım-Afiş
-amblem, röprodüksiyon çalışmaları ile kendisini ifade eder.
– Kant için; salt teorik bir kavram olan ’güzel’; Schiller için insanın gelişmesi, kültürce
biçim kazanması ve insanın insanlaşması için çok önemli bir eğitsel görevi yüklenir.
Schiller, “İnsanın Estetik Eğitimi Üzerine Bir Dizi Mektup” yazısında sanat eserinin
gözle görünür ‘özgürlük’ olduğunu söyler. Çünkü sanat eseri bilinç ile doğayı, şekil
ile maddeyi, özgürlük ile bağımlılığı kendi bünyesinde birleştirmektedir. Sanatçı hem
özgür hem de bağımlı olarak yaratan bir insandır. Sanatçıda madde içtepisi dile
gelmektedir.
Schiller, insanın gelişiminin amacını, yeteneklerinin tüm yönlü
geliştirilmesinde görür. İnsan ancak bu yolla özgürlüğe ulaşabilmektedir. Sanatın
eğitici gücü, akıl ve duyguyu bir bütün haline getirecektir. Bu nedenle güzel sanatlar
eğitiminin esas alınması gerekmektedir. Duyusal insanı akıllı yapmanın tek yolunun onu
önce sanatsever yapmak olduğunu savunurken oyun içtepisi için şöyle der: “insan
kelimenin tam anlamıyla söylemek gerekirse, ancak insan olduğu zaman oyun oynar
ve oyun oynadığı zaman, tam insan olur.” Estetiğin konusu olan ‘Güzel’i Schiller
oyunda görür. Güzel, oyunda canlı bir içtepi oluşturur. Oyun içtepisinin konusu
güzel’dir. Eğitimde yararı, oyundaki serbestlik ve çıkar gözetmeme
özellikleri şeklindedir. Bu çıkar gözetmeyiş ise en çok sanatta gerçekleşebilir.
Sonuçta sorun çözen, duyarlı ve özgün kişilikli, araştırıcı, buluşçu, üretken, sevgi ve
coşkuyla hayata bağlı olarak yetişen çocuk bireyler “geleceklerini
geleceğe taşıyacaktır”.
Çünkü çağımız bilgi çağı olarak kabul edilmektedir
Bilgiyi üreten ve onu üretime dönüştüren toplumlar, evrensel gelişmenin
öncüleri olmaya devam edeceklerdir. Bilgiyi üreten ve özgün, özgünlüğüne düşkün sıra
dışı çocuk bireylere ihtiyaç artmaktadır. Çünkü bu çocuk bireylerin hayal, öngörü ve
kestirme güçleri yüksektir. Resim eğitimi diğer bütün sanat dallarının eğitimi gibi
duyarlıkların eğitimidir. Duyarlıkları eğitilen çocuk, dünyaya da bu duyarlıklardan
bakar ve onu, insana yakışır oluşumlarla hayata-gerçekliğine taşır.
Geri bildirim: TSM-AKADEMİK EĞİTİM, YURT İÇİ VE YURT DIŞI GÜZEL SANATLAR LİSELERİNE, FAKÜLTELERİNE, BİLSEM RESİM SINAVLARINA HAZIRLIK EĞİTİMİ-Açık Kaynak | YETENEK SINAVLARINA HAZIRLIK SANAL DESTEK